SANKO Üniversitesi Hastanesi Uzm. Klinik Psikoloğu Kübra Koçer, EMDR’nin (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), özellikle travma ve stresle başa çıkmakta zorlanan kişiler için çok etkili bir terapi yöntemi olduğunu söyledi.
Koçer, 1980'lerde Francine Shapiro tarafından geliştirilen EMDR yönteminin ağırlıklı olarak travmatik deneyimlerin işlenmesi, anıların yeniden yapılandırılması ve duygusal bozuklukların iyileştirilmesi amacıyla kullanıldığını belirtti.
Bu yöntemin, bireylerin travmatik anılarına dair duyarsızlaştırma sağlamak için göz hareketlerinden faydalanır. Aslında travma dünyayı ve kendimizi anlamlandırma biçimimizin aldığı derin yaradır” şeklinde konuşan Koçer, şu bilgileri verdi: “EMDR, travmatik anıların beynimizde nasıl işlendiğini anlamamıza dayalı bir yaklaşımdır. Bu yöntem, danışanların geçmişteki travmalarını, göz hareketleri gibi bilateral uyarımlar kullanarak yeniden işlemelerine olanak tanır. Bilateral uyarımlar, beynin iki yarım küresi arasında bir denge kurar ve bu da duygusal anıların daha sağlıklı bir şekilde işlenmesini sağlar. Çalışmalar, EMDR'nin beynin duygusal işlemleme süreçlerini etkileyerek, travma sonrası stresin azaldığını ve kişinin psikolojik sağlığının iyileştiğini gösteriyor. Bu terapi yöntemi, travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) başta olmak üzere anksiyete, depresyon ve fobiler gibi pek çok durumda etkili bir tedavi seçeneği sunar.”
EMDR’nin temelinde beynin travmatik anıları işleme biçimi yatığını anımsatan Koçer, şöyle devam etti: “Bilateral uyarımlar kullanılarak beynin sağ ve sol yarım küreleri arasında bir denge kurulması sağlanır. Bu denge, kişinin olumsuz duygusal anılarını yeniden işleyip, daha sağlıklı bir şekilde anlamasına yardımcı olur. Çeşitli klinik araştırmalar, EMDR’nin özellikle PTSD tedavisinde oldukça etkili olduğunu kanıtlamıştır. Travmaların işlenmesi sürecinde beyin, daha sağlıklı bir şekilde anıları tekrar yapılandırır ve bu sayede kişi, duygusal yükünü hafifletir.”
Bir Yorum Bırakın